GenelZaman &  Mekan Üzerine

Zaman &  Mekan Üzerine

Fiilen ve ruhen yine yollardayım. İnsan, zorlu süreçlerin üstesinden geldikçe güçlenip kendiyle gurur duyuyor, tamam. Fakat o sürecin kalıntılarına ne oluyor? Çoğunuzun bildiği üzere işimi; “daha iyi nasıl yaparım?” düsturuyla durmadan, yüksek bir heves ve heyecanla bir üst level’a taşıyorum. Hal böyle olunca; bünyemizden fiziken ayrılan güzellik şubemiz ve hemen akabinde aramıza yeni katılan klinik birimiyle birlikte kendime haddinden fazla yüklenirken buldum kendimi. Dolayısıyla strese bağlı gelişen ve genel anlamda sağlıksız bir gidişatın içinden çıkabilmek için tebdili mekanda hayır vardır dedim… En nihayetinde “en önemli olan ben” e bir hediye vermem gerekti.

 

Pandemiden bu yana çoğumuzun da iliklerine kadar hissettiği o belirsizlik ve içinde taşıdığı zehir gibi hızla kana karışan kaygı hissi… Geleceği hayal edip; öngörememek, yalnızca evlere hapis olmak değil her anlamda, duygusal ve fiziksel bu girdaptan çıkamamak! Nitekim en başta alıntıladığımın tersine; her şey bir anda oldu ve her şey bizim başımıza geldi… İşte pandeminin bendeki travması ve öğretisi budur. Zamanın ve mekanın ne denli önemli olduğunu öğrendim.

Şükürler olsun artık evden çıkabiliyor, işimize, planlarımıza odaklanıp hayata geçirebiliyoruz. Şükürler olsun hayattayım, buradayım ve andayım hala…

 

Profesyonel iş hayatında duygulara yer yoktur diye kalıplaşmış bir laf vardır. Katılmam. Duyguların da en az rakamlar kadar gerçek olduğuna yürekten inanırım çünkü. Profesyonel iş hayatım gereği duygularımı ve psikolojimi önemsiyorum bu yüzden… Önce ben iyi olmalıyım ki; iyi gelebileyim. 

Rilke der ki; “Bizlere gereken yalnızlıktır, büyük, içsel bir yalnızlık. Kendi içine yürümek ve saatler boyu kimselere rastlamamak.” Bu yalnızlık “bir başınalık” değil asla! Burada bahsedilen yalnızlık, kendine uzun saatler katlanabilecek kadar kendini sevmenin armağanıdır. Hani o zamanın yavaşladığı, her anını her köşesini ölümsüzleştirmek istediğin, sadece sana ait olan bir uzay parçasını duyup, görüp hissedebildiğin o gerçeklik… Kendine, geçmekte olan zamanı doyasıya yaşayabilme fırsatı sunduğun anlardan ibaret bir yalnızlık… Ne büyük lüks değil mi durup bir kafanı dinlemeye hatta vücudunu dinlemeye ayırdığın o kutsal mekan ve zamanı bulmak… Ya da yaratmak mı dersiniz? 

Daha verimli olmak için vücudumu dinliyorum. Holistik beslenme ile temiz besleniyor, zamanımın çoğunu okuyup, düşünmeye ayırıyorum. Düşünüyorum o halde varım kadar yalın sade ve sadece ben olmak için… Meskenim belli ……….. arkadaşımın kalbi kadar güzel yeri Biblos Alaçatı’da tüm enerjim ve kendiliğimle her şeyden uzak, her şeye açığım. Akışına bıraktım. Elimden geleni özenle hakkını vererek yaptım. 

Şimdi nadas zamanı. Her şeyi  her hamlemi her hissimi zamana yayıp, sindirmek ve geleceğime etkilerini tartma peşindeyim. Daha da sadeleştirecek olursam ki; bu işte fena sayılmam 😉 … Doğru zaman doğru mekan doğru kişiyi (kendim) arıyorum. İşte sırf bu yüzden bile iyileşiyorum.

İletişim Formu

NUMARANIZI BIRAKIN SİZİ ARAYALIM